insanı, İnsana, İnsanla ve İnsanca Anlatan Sanatçı: Turgut Özakman
Turgut Özakman (1 Eylül 1930, Ankara- 28 Eylül 2013, Ankara) |
Ben Yenimahalle’de, genellikle asker çocuklarının gittiği seküler bir lisede okudum. O dönem çok popüler olan Turgut Hoca’yı okulumuzun müdürü lisemize davet etmişti. Turgut Hoca da gençleri çok seven etkileşime açık bir Cumhuriyet aydını olduğundan daveti kabul etmişti. Son dakikaya kadar Turgut Özakman’la tanışacağımızı sanıyorduk ama okulumuzun paragöz müdürü ve şürekası konferansın ücretli olduğunu duyurdu. Biz de bu kararı boykot ettik. Tabii Turgut Hoca’nın okul idaresinin bu kapitalist girişiminden haberi dahi olmamıştı. (Nereden duysun zaten.)
O
konferans benim hayatımı tamamen değiştirebilirdi. Turgut Hoca sadece bir yazar
değil aynı zamanda bir akademisyen olduğundan, DTCF Tiyatro Bölümü’nde Dramatik
Yazarlık diye bir bölüm olduğundan bahsedebilir ve ben de eğitim kariyerimi
buna göre planlayabilirdim. Ama bunun yerine Gazi Üniversitesi’nde Türk Dili ve
Edebiyatı okudum. Öğrenciyken yazarlık bölümünü duydum. Mezun olduktan sonra
tiyatroya yöneldim ve bölüme girdim.
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okumak tabii ki de kötü bir deneyim değildi. Hatta çok faydalıydı. Sorun şu ki önce başka bir bölüm okuduğum için Turgut Hoca’yı ıskaladım. Vefatından bir yıl sonra bölüme girdim. Masasını, kitaplarını, ardında bıraktığı öğrencileri ve hocaları gördüm.
Dolabın sahipleri değişse de Turgut Hocanın adı yerini koruyor. |