17 Temmuz 2020 Cuma

Halit Ziya Uşaklıgil Aşktan Memnun mu?

Halit Ziya Uşaklıgil Aşktan Memnun mu?

    "Aşk-ı Memnu"yu eminim ki hepiniz duymuşsunuzdur. Ve yine eminim ki bu aşinalık 2008-2010 yılları arasında 2 sezon 79 bölüm süren dizisini izlemenizden kaynaklanıyordur. Hatta televizyonda diziyi keyifle izlerken reklam aralarında girdiğiniz Twitter'da "İnanmıyoruuuum! En sevdiğim dizi: Aşk-ı Memnu'nun romanı çıkmııııış. Kesinlikle almalıyııım." twitini atan hesaba da çok gülmüşsünüzdür. Peki kaçınız romanı okudu ya da en azından şöyle bir inceledi.





    Ay Yapım, Reşat Nuri Güntekin'in Yaprak Dökümü'nü uyarladıktan sonra bu işten ne kadar kâr sağlanabileceğini gördü. Daha çarpıcı bir hikâyesi olan Halit Ziya Uşaklıgil'in kaleminden çıkan Aşk-ı Memnu'ya yöneldi. Önceki projeden kazandıkları ile bu kez ülkenin gündemindeki güzel ve yakışıklı oyuncuları kullanıp istediği dikkati çektikten sonra bize uzun bir hikâye anlatıldı. Başarılı da oldular. Zira geçtiğimiz günlerde ana karakterlerden bir olan Bihter'in vefatının 10. yılında anmalar yapıldı. Hâlâ ara ara dizideki "Behlül kaçar." gibi bazı cümlelerin kullanımına rastlıyoruz.





    Dizi bittikten; hayatımıza Netflix, Blu Tv, Puhu Tv ve Youtube yapımları girdikten sonra Aşk-ı Memnu'yu düşündüğünüzde aklınızda kalan tek şey Türk toplumunun örf ve adetlerine uygun olmayan yasak bir aşk geliyor değil mi? Ne kadar uygun bilmiyorum ama bu yasak aşk kavramı Halit Ziya Uşaklıgül'in bugün bile süren başarısını gösteriyor. Ama önce Halit Ziya Uşaklıgil'in diğer eserlerini de şöyle bir bakalım.


Vay be, Halit Ziya Gerçekten de Aşk Üçgenlerini Seviyormuş! 

Anlatmak istediğim meseleye odaklanabilmek için olay örgüsünden çok romanlardaki ilişki ağına değineceğim.

Nemide: Teyzesinin oğlu Nail'e âşık olan ince hastalıklı Nemide'nin hikâyesi anlatılmaktadır bu romanda. Fakat Nail de halasının kızı Nahit'e âşıktır ve bu aşk karşılıklıdır. Fakat Nahit sevdiği adam Nail'den ince hastalık sahibi Nemide için vazgeçer. Nemide ile Nail nişanlandıktan sonra Nemide, Nail ile Nahit arasındaki çekimi fark edip yüzüğü atar ve hastalığı sebebiyle de ölür. Nail ile Nahit tekrar bir araya gelir. (Nemide-Nail-Nahit)

Bir Ölünün Defteri: Osman Vecdi'nin ölümünden sonra okunan hatıra defterinden aslında halasının kızı Nigar'a duyduğu gizli aşk anlatılmaktadır. Arkadaşı Hüsan ile Nigar'ın aşkına karşı çıkmaz. Herşey bir hatıra defteri biçiminde kurgulanan romanın okunması ile anlaşılır. (Osman Vecdi-Nigar-Hüsan)

Ferdi ve Şürekâsı: İş adamı Ferdi Bey'in yanında çalışan İsmail Tayfur isimli genç ile kızı Hacer'in aşkı anlatılmaktadır. Aslında beslemeleri Seniha'ya âşık olan İsmail Tayfur ortaklık da teklif edilmesi ile Hacer ile evlenmeyi kabul eder. Fakat gönlü hâlâ Seniha'dadır. (Hacer-İsmail Tayfur-Seniha)

Mai ve Siyah: Şair Ahmet Cemil arkadaşı Hüseyin'in kız kardeşi Lamia'ya âşıktır. Fakat romandaki hedeflerine ulaşamayan Ahmet Cemil Lamia'nın başka biriyle nişanlandığı haberini alır. (Ahmet Cemil- Lamia-Lamia'nın Nişanlısı)

Aşk-ı Memnu: (Adnan Bey-Bihter-Behlül-Nihal)

    Halit Ziya Uşaklıgil romanlarında ne kadar da çok aşk üçgenlerine yer vermiş, değil mi? Bu sapkın veya hayal gücünden yoksun olduğundan değildir. Bu büyük eserine bir hazırlıktır. Halit Ziya Uşaklıgil bugüne dek yazdığı bütün romanların aslında Aşk-ı Memnu'ya bir hazırlık olduğunu söylemektedir.


Hepimiz Halit Ziya Uşaklıgil'in Konağından Çıktık

    Dostoyevski "Hepimiz Gogol'ün paltosundan çıktık." der. Bu sözü ile Gogol'ün Rus edebiyatında ne kadar önemli bir yer tuttuğunu dile getirir ve ondan etkilendiğini ifade eder. Türk edebiyatında ise benzer bir durum Halit Ziya Uşaklıgil ve onun eserleri için geçerlidir.


Halit Ziya Uşaklıgil


    Servet-i Fünun Dönemi her ne kadar vasat bir dönem kabul edilse de aslında Batılı anlamda tam bir romanın yazıldığı dönemdir. 20. yy'a dek halk hikâyesi, destan ve mesnevi ile hikâye ihtiyacını gideren insanlar roman isimli bu Batılı türe aşina olmadığı için roman yazarken de çokça kusurlu örneklere denk gelinmiştir. Ta ki Halit Ziya Uşaklıgil'in Aşk-ı Memnu'suna kadar.

    İçeriğini ve yazım tekniği ister sevin ister sevmeyin ama Halit Ziya Uşaklıgil; geri dönüş, iç konuşma, soya çekim, bölümlere ayırma ve orkestrasyon tekniği gibi yöntemleri romanlarında kullanarak çığır açmıştır. Bu teknikleri o icat etti demiyorum fakat bu bilgiyi uygulamaya dökmek bile bir maharettir. Metinlerarasılığa göre bugün Türk edebiyatında bu kadar lezzetli romanlar okuyabiliyorsak bu teknolojiyi geliştirmede çokça emeği geçen Halit Ziya Uşaklıgil sayesindedir.

Bunca Sözden Sonra "Ama Behlül Yengesine İlgi Duydu" Demeyin

    Madam Bovary, Anna Karenina gibi yasak aşkın anlatıldığı başarılı örnekleri okuyan Halit Ziya Uşakligil de  İstanbul'da geçen bir yasak aşk romanı yazmak istemiştir.





   O dönem sadece güzel havalarda, genellikle akşamüstü mesire alanlarına, parklara ve alışverişe çıkabilen ve bunu yaparken de yanlarında eşleri, babaları, erkek kardeşleri veya kayın valideleri ile çıkabilen kadınların olduğu bir İstanbul mevcut.

    Bugün bile herkesin merak ettiği varlıklı insanların hayatının geçtiği konak ve yalılarda bir yasak aşkı yazabilmek çok zordur. Çünkü yasak bir aşkın yaşanabilmesi için eve rahatça girebilen biri lazımdır. İşte Halit Ziya Uşaklıgil tam da bu esnada eve rahatça girip çıkabilen, Avrupai çapkın yeğen Behlül karakterini icat etmiştir.

    Dizi uyarlamasını izleyenlerin gözünden kaçmış olsa gerek ama romanda Bihter tam da böyle mesirelik bir yerde annesi ile gezerken Adnan Bey'in dikkatini çekiyor. Adnan Bey, Bihter ile tanışıp izdivaç etmek istiyor. Daha önce Bihter'in annesi babasını aldatmış ve bu yüzden babasının kalbine inmiştir. Bihter aslında annesine meydan okuyor ve Adnan Bey'in izdivaç teklifini kabul edip yuvasına sadık bir kadın olmak istiyor.

    Evlilik gerçekleştikten sonra Bihter bir süre iyi bir anne ve eş olarak yoluna devam ediyor. Fakat olgun bir eşe sahip olmanın verdiği durağan hayattan bir süre sonra sıkılan Bihter Adnan Bey'in kızı Nihal ile nişanlanacak olan Behlül'den etkileniyor ve aralarında yasak bir aşk başlıyor.

    Romanda çok fazla olay halkası var fakat tüccar bir aileden gelen Halit Ziya Uşaklıgil pazarlama stratejisini de düşünerek (yasak aşkı vurgulamak için) romanına Aşk-ı Memnu (Yasak Aşk) adını vermiş olsa gerek.

    Bugün edebiyat eğitimi alan pek çok kişi bile bu başarılı stratejiden etkilenip aslında naturalizm akımının unsurlarından biri olan soya çekimi gözden kaçırmaktadır. Romanın başında babasını aldatan annesi gibi olmayacağını söyleyen Bihter romanın sonunda annesi ile aynı kaderi paylaşmaktadır. karakterin dönüşümünden tezli romana kadar pek çok şeyden yararlanılmıştır. Bu nedenle 21 yy'da bile hâlâ Aşk-ı Memnu okunmakta hatta diziye uyarlanmaktadır.

    Yani Halit Ziya Uşaklıgil sokaktaki insanların sandığı gibi sapık ya da insanların ilkel arzularından yararlanan biri değildir. O çok önemli bir edebiyatçı ve yeterince iyi okuma yapabilenler için iyi bir öğretmendir. Bu detaylar eserin dizi olarak çekilmesi ve günümüze uyarlanması esnasında gözden kaçmış olabilir. Bu nedenle bir de Aşk-ı Memnu'yu romanından okumanızı ve bunu yaparken de döneminin şartları içinde değerlendirmenizi öneririm. Hoşça kalın.








1 yorum:

  1. Harika bir yazı olmuş. Keske insanlar dizideki entrikalara duyduğu meraki, izledikleri seyin yaratıcılarına ve isin mutfağına karsi da duysalardi.

    YanıtlaSil

HALA OKUMADIN MI?

BU YAZILARI KİM YAZIYOR?

24 Mart 1991’de Ankara’da dünyaya gelen Yiğit Koçyiğit, Gazi Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde edebiyat eğitimi ald...